8 Ağustos 2018 Çarşamba

DUYARLI İNSAN HERŞEYİ KALPTEN YAPAR.



Duyarlı olmak....

Bu kelime nedir sizce???? 

Acı çeken hayvan görünce acısını dindirmek için duyarlı olmak.

Yalın ayak dolaşan insanların yürüdüğü yolda taşı, camı, sivri şeyleri toplamak.

Araba geçen yolda çivi görünce otomobilin lastiğine batar diye toplamak,

Sıcak havada kuşlara, ağaçlara, çiçeklere su vermek, 
Artan yemekleri toplayıp sokak hayvanlarını beslemek,

Çevre kirlenmesin diye kızartma yağlarımızı lavaboya dökmemek.

Kısaca duyarlı bir kişi olmak ve çevremizdeki insanlarla bağ kurmak ve empati duymak, olumlu duygularla ve güzel hislerle dolu harika bir dünyanın kapısından size el uzatmaktır. 

Topluma, çevreye, insana karşı olan duyarlılığımızı bir sürü örneklerle çoğaltabiliriz.  


İşte bu nokta da, ben bugün  öyle bir duyarlılık hareketi duydum ki... Bir an düşündüm. Ben böyle bir tavrı yapmayı düşünür müydüm.?  Hayır..



Telefonla konuşurken, çok sevdiğim bir arkadaşımın yaptığı duyarlılık benim bu yazıyı yazmama sebep oldu. 


Ben de size bu güzel davranışı bildirmek karşısında duyarlı oldum.

Arkadaşımla sıradan bir sohbetin arasında kullandığı lafa takıldım. Sohbet neydi, nereden buraya gelmiştik ama, uzun yıllara dayalı arkadaşımla "İyi ki arkadaş olmuşum seninle" duygusunu pekiştirdi bana.

Neydi bu duyarlı davranış.


Kendisi insülin kullanan bir arkadaşım. İnsülin iğnelerinin işi bitince çöp kutusunu atmadığını söyledi. "Ne yapıyorsun " dediğimde;

" Küçük pet şişelere topluyorum ve ilk gittiğim hastanenin tıbbi atık kutusuna atıyorum. Çünkü normal çöpe atarsam, çöp toplayanların ellerine batabilir, canları acıyabilir ya da hastalık geçebilir" gibi kendince sıradan konuşmalar yaptı. O lafına devam ederken, ben ise bu yüce gönüllü duyarlılık davranışa hayran kaldım. Hiç aklıma gelmeyen bir davranıştı. Kendime göre duyarlı olduğumu  sanırken, aslında aklıma bile gelmeyen bu davranışa imrendim. Hemen resmini göndermesini istedim. Sizlerle de bu resmi paylaşıyorum şimdi. 

Bu iğneleri hastanelerde bulunan tıbbı atık çöplerine hiç üşenmeden götürüyormuş. Arkadaşım tıbbi atıkları hastaneye götürdüğünde, duyarlılığına teşekkür etmek yerine şaşkın gözlerle izleyen sağlık görevlilerine şahit olmuş. Ağız burun bükerek, bir zahmet tıbbi atık çöplerine atmışlar. Saygı duyulacak, alkışlanacak bu davranışa çok da kimse kaale almamış. Oysa ne kadar önemli.. Kullanılan küçük laf ise şu. "Çöpe atarsam, çöp toplayanların ellerine batarsa"  Ben çok duygulandım... Sizi bilmem. 

Duyarlılık, aslında çevremizi kirletmemektir. Piknik alanlarımızı kirletmemek, az önce burada piknik yapanlar insan mı acaba gibi düşünmemektir.

Hastane camlarından dışarı baktığınızda çatılara atılmış, peçete ve su şişelerini görürsünüz. Orada ki çöpleri isteseniz de almak bazen zor olabilir. Sanki zorla alsınlar, orda kalsın da bende camdan bakınca çöp göreyim der gibi camdan dışarı çöp atan duyarsız insanlar.

Ben de annemin insülin iğnelerini çöpe atan biriydim. Hiç de aklıma gelmedi. Ama bu davranıştan sonra bende bu davranışı yapmaya çalışacağım. Evlerde çöplerimizi ayrıştırmanın daha henüz bilincine eren bir toplum olamadık. Ben de dahil. Çünkü bir gün biriktiriyorum .. Geçen arabayı beklerken çöp evde yığılınca istemeden bende çöpün kenarına koyuyorum.

Bu konuda Almanya öndeymiş. Evsel atığın ayrıştırılması konusunda. Almanlar çeşitli farklı renk ve biçimdeki koyteynerlerle atık ayırımını halka yaptırıyorlarmış. Ama yine de çöp toplayıcılar ve geri dönüşüm tesisinde çalışanlar atıkları yeniden ayırıyorlarmış. Bu atıklar kompostlanarak, kaynak tasarrufunu sağlayarak doğayı korumayı hedefliyormuş. Almanya bu konuda dünya şampiyonu olmaya adaymış. 

Memleketimizde bu arkadaşım gibi küçük ayrıntıları düşünerek, topluma duyarlı olan insanlar olabilirsek bizde birgün şampiyon oluruz belki..

Ümit Kızılırmak, duyarlı insan, gönlümüzün şampiyonu olarak bu günüme damgasını vurdu... Teşekkürler çevreye ve topluma karşı yaptığın yüce gönüllü davranışına sevgili  arkadaşım. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için çok teşekkür ederim.