Uzun zamandır merak ettiğim dil "İŞARET DİLİ"
"ELLERİNE SAĞLIK" kelimesinin en güzel kullanıldığı iki alan; biri yemek yapmak, bir işaret diliyle birşey anlatmak.
Her ne kadar "İşaret Dili" dendiğinde aklımıza uzuv olarak dil akla gelse de , bana göre asıl kahramanlar ilk önce ellerimiz, sonra vücut dilimiz.
(tıklayınız. ISEMX ENGELLİLER MÜZİK GRUBU)
İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin açmış olduğu bu kursa 1 dil, 1 insan eder mantığıyla katıldım.
Uzun zamandır merak ediyordum. İlerleyen yaşımda olmama rağmen, öğrenmenin yaşı yoktur diyerek, yeni bir dil öğrenmenin keyfini yaşayacaktım. Öğrendim ki; gerçekten çok yetenek, çok çalışma, çok beceri ve anında duyduğunu bedensel dile dökebilecek bir zeka isteyen bir dilmiş meğer.
Bu amaçla, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin açmış olduğu işaret dili kurslarının online eğitimlerine katıldım. İşaret Dili Eğitmeni Sayın Liriye Hayriye Pırnak hocamızın üstün gayretleriyle, "bir nebze derdimizi anlatabiliriz belki" seviyesine geldim. En azından kendi açımdan. (Sınıfımızda çook çalışkanların olduğu, sınıfın belki de en ağır ellerini kullanan öğrencisi olduğumu söylemeden geçemeyeceğim.) Ama yaşıma bağlayıp, kendimi ordan kurtarabilirim.
İşaret Dili aslında, 7 den 70'e her vatandaşın öğrenmesi gereken, belki de ilkokul yıllarında öğretilmeye ve müfredata alınması gereken bir dil bence. Bir gün bir yerde karşılayabileceğimiz kişilere yardımcı olabilmek adına, aklımızın ve elimizin bir köşesinde durmalı. Çünkü işitme engelli bireyler, adliyelerde, noterlerde, bankalarda, karakollarda, hastanelerde, okullarda yani her yerde karşılaştığı kişiler ile işaret dili için bilmedikleri için iletişim kurmakta zorlanıyorlar. Bizim bankada beş dakikada hallettiğimiz işler, onlarla insanlar iletişim kuramadıkları için zamanlarını alıyor. Özellikle; toplumsal kurum ve kuruluşlarda bulunan çalışanların ya işaret dili öğrenmesi ya da tercüman bulundurulması zorunlu hale gelmeye de başlıyor artık.
Aslında, bu dili sadece işitme engelliler için değil, kendiniz içinde öğrenin. Bundan beş dakika sonra işitme engelli olmayacağımızın kanıtı yok. İşaret dili öğrenmek için illa bir yakınınızın, çocuğunuzun işitme engelli olması gerekmiyor. Çünkü bu sessiz bir dil. Bu güzel dünyamızı güzelleştirmek ve anlamak için elleriniz konuşsun. Bir harf bile öğrendiğimizde, onların ne kadar mutlu olduğunu bilmenizi isterim.
Bir gün bu sessiz dili konuşan bir grupla, bir piknik alanında karşılaşmıştım. Bizler "Heyy topu at, mangal yandı mı? Masanın kenarı tut" gibi bağırarak konuşurken, onlar sessiz, sessiz işlerini yapıyorlardı. Aynı bizim gibi sessizce, güle oynaya top da oynadılar. Mangal da yaktılar, çok da eğlendiler. Sadece ellerini kullandılar. Birbirlerine dokunarak seslendiler. Hiç gürültü kirliliği yapmadan, sessiz sedasız orda vardılar ve birbirlerine elleriyle ses oldular.
Onların dili olmak için, sessizce ve ilgiyle bu işaret dilini öğrenin.
Özellikle siz gençler,
Onların sessiz dünyalarının, SESİ OLUN.