19 Haziran 2015 Cuma

HAYIR LOKMASI ve MAHALLE KÜLTÜRÜ




İstanbul'da son zamanlarda düşünülmüş en iyi girişimcilik ruhu. Lokma dökme kültürü,  genellikle Ege yöresine ait bir kültürdür. Genellikle Lokma dağılımı,  Bursa gibi düşünülse de İzmir, Balıkesir, Manisa gibi Ege şehirlerinde çok yapılan bir uygulama.

Lokma için Ege'de; özellikle İstanbul'dan giden biri olarak kuyrukta beklemek, lokmayı tatmak, birde hayırı dileyene 3 kulhuvallah, 1 elham okumak çok hoş bir duygudur.

Bunun İstanbul'a gelmesiyle ilk uygulamayı yapmayı arzu ediyordum. Yeğenimin de bu konuda bir hayır dağıtmayı istemesi buna vesile oldu. İki bölgede biri Bostancı, biri de iftarda Halıcıoğlu muhiti olmak üzere iki yerde dağıtım yaptık.  Hala Mahalle kültürünün bitmediği Halıcıoğlu muhitinde iftar saatine bir saat kala lokmalar dökülmeye başladı. Fakir fukara, garib guraba, yoldan geçen zengin, genç, çoluk çocuk herkese lokmalar verildi. Sepetler sarkıtıldı, iftar masalarına konmak üzere tabaklar dolduruldu. Çok güzel bir gün geçirildi. Hayırlar dilendi. Dağıtana teşekkürler edildi, hayrının en kısa zamanda olması istendi.  Çocuklar sevindi. Yani kısaca hayra vesile olundu.

Neydi bu lokma, neden dağıtılırdı aslında... İnsan hayır için bir şey dağıtmak isterse, bir işinin olması için adak dilerse ya da içini ferahlattırmak, ölmüşlerin ruhuna gitmesini isterse en leziz bir hayırdır aslında. Lokma Osmanlı'dan bu yana gelen, Arapca "Lukma" kelimesinden dilimize girmiş hoş bir tatdır. Bir delikli, bir yuvarlak olmak üzere iki şekli vardır. Yuvarlak olanlar genellikle tatlı olarak dağıtılır. 

Bazı şehirlerde yürürken, her köşe başında görülebilecek, lokma dökme düzeneği kurmuş ekiplerin hazırlayıp özel kağıtlar içinden yoldan geçenlere verdiği, lokma kokusunu duyup lokma kuyruğu oluşturan insanlara dağıtması şeklinde hayır sahiplerinin yaptırdığı hoş bir gelenek. Tuzlu olarak istedik biz lokmayı. Bunun tatlısı da dağıtılıyormuş. İftara yakın çay, peynir, reçel ve domatesle yedik. Dedim ya, iftar vermek isteyenlere çok hoş bir uygulama..

Bu güzel uygulama İstanbul'a gelince tabii ki makina ile yapılıyor. Öyle Balıkesir ve İzmir gibi elle atılıp, fıştırı fuşturu kızarmıyor. Makina da da olsa yapan insanlarda sanki hayır için yapılan bu işin manevi duygusunu almış bir şekilde güleryüzle dağıtıyorlar yaptıkları lokmaları. Mesela dalgın, yolda yürürken birden karşınıza çıkan bu güzellik, kokusuyla sizi mest ediyor ve kendinizi kuyrukta buluyorsunuz. Çekinmeden, utanmadan kuyrukta sıranızı bekleyip yapılan hayırdan alıp, birde üstüne iyi dileklerinizi dilediniz mi hayrı yapanın varmayın keyfine..  





İşte, Ege'de gördüğüm  bu güzelliği İstanbul'da da görmek beni kısaca memnun etti. İnsanların önce gelip kilosu kaça diye sorup, bedava dememiz üzerine biraz sıkılgan, biraz mahçup kuyruğa girmeleri beni duygulandırdı. İstanbul'da alışık olmadıkları bir kültürü tattılar. Girişimci ruhu olan sahiplerini kutluyorum. Ancak bir de jeneratör temin edebilseler İstanbul'da daha iyi olur. 

Anadolu'da her evin önünde dökülen bu lokmayı dağıtırken elektrik veya diğer aksesurlarda sorun olmazken, İstanbul'un meydanlarında dağıtılan bu lokma için komşudan veya apartmanlardan elektrik sarkıtmak biraz zor oluyor.

Bu işi akıl eden girişimciyi tebrik ediyorum,  jeneratör işini de çözebilirlerse daha da yolları açık olsun diyorum. 

Sizde hayrınıza bir iftar vermek, ölmüşlerinizin ruhunu gitmesi için lokma döktürmek istiyorsanız, tatlı veya tuzlu tercihlerle sizde dağıtabilirsiniz. Ben dağılım esnasında çok mutlu oldum. Alan insanların dualarıyla huzur duydum. Bu işi yapmama vesile olan yeğenim sayesinde bende kendime göre hoş bir hayır yaptım. Mahalle kültürünün bitmediği bir semt olan Halıcıoğlu'ndaki evlerden dağıtımı yapanlara iftar saati çorba ve çay verilmesi, herkesin birbiriyle kaynaşması da günün en güzel anısı oldu.