8 Ekim 2017 Pazar

HATAY MEDENİYETLER KOROSU

  



Hatay İş adamları Derneğinin düzenlediği Hatay Medeniyetler  Korosu konserini 7 Ekim 2017 tarihinde Aya İrini Kilisesinde gerçekleşti. Tabii ki bizde bu güzel etkinlikteydik. Bilinen konserlerin aksine birlik beraberliği ve bir sürü mesajı içinde barındıran bir konserdi. "Sen, ben değil BİZ varız" tezini şarkılarıyla, şarkı arası fıkralarıyla bize ilettiler.


Konser boyunca bir sürü kişiye teşekkür edildi. Ama asıl teşekkürü  Yılmaz Özfırat koro şefi hak etti bana göre..
Koristler, orkestra ve araları danslarıyla süsleyen Anadolu Ateşi Gençlik Grubu.. Çok beğendim. 


Konserin ilk parçası aşağıdaki fıkrayla açıldı.. Bu fıkra gerçekten de konserin ruhuna giden bir fıkraydı.

"Bir baba, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında, bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü. Tam bunları düşünürken, çocuğu koşarak geldi ve parka ne zaman gideceklerini sordu.

 Baba çocuğuna söz vermişti; bu hafta sonu onu parka götürecekti. Ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve çocuğuna; “Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni parka götüreceğim.” dedi ve sonra kendi kendine düşündü:



“Oh be kurtuldum, en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez.”






Aradan 10 dakika geçince, çocuk babasının yanına koşarak gelip dedi ki:



– Baba haritayı düzelttim; artık parka gidebiliriz.Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hayretler içinde kaldı ve bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk şöyle cevap verdi:

Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan resmi vardı. İnsanı düzelttiğim zaman, bütün dünya düzeldi…"



Konser işte böyle güzel bir öykü ile başladı. Konserin selamı da yine ilginç bir fıkraydı...

Öğrencinin biri yazılıları bitince sömestr tatilinde memleketine dönmüş. 

Arkadaşı Ali'ye, ben memleketime gidiyorum sen bana notlarımı iletirsin: Eğer bir zayıfım varsa Ebubekir'in selamı var, iki zayıfım varsa Osman'ın selamı var, üç zayıfım var ise Ali'nin selamı var dersin demiş. 

Arkadaşı notlara baktıktan sonra evini aramış, babası çıkmış telefona. Ali orada mı diye sormuş; babası, yok demiş, o da notu bırakmış:

- Ali geldiğinde söyleyin, Ümmeti Muhammed'in selamı var.


Bende konsere Ümmet-i Muhammete selam  vererek başlıyorum diye başladılar. Güzel bağlantılarla süslenmiş, farklı bir konserdi.

Aynı öyküleri  aşağıdaki videodan Yılmaz Özfırat'ın o keskin, duygulu sesiyle de dinleyebilirsiniz. Bu konser akşam ki konser değil ama önceki konserlerinde de aynı hikayeleri hoş ses tonuyla anlatmış. Orada konserin coşkusuyla dinledim ama tekraren de bu videolardan dinleyince güzel bir gece geçirdiğimin demini tekraren yaşadım.



Bu koroyu kuran, böyle bir etkinliğe emeği geçenleri tebrik ediyorum.. Tek Kelimeyle harika bir konserdi. Konserin aralarındaki şarkılarla uyumlu küçük fıkralar, olayların anlatımı konsere daha da çok renk kattı. Sıra dışı bir konsere tanıklık ettik, eşlik ettik ve çok sevdik.. Helal olsun emeği geçenlere, ama en çokta Yılmaz Özfırat'a...

Hatay önemli bir ilimiz, Kur'anda, İncil'de, Tevrat'da ortak olarak adının geçtiği bir ilmiş.. İlk Hristiyanlık burada kabul edilmiş. Kilise, cami, havrası aynı yerde olup; papazı, imamı, hahamı dost olabilen bir şehir burası. Koroda o gece,  alevisi, sünnisi, yahudisi, hristiyanı, müslümanı, kasabı, bakkalı, kısaca; insanı bir araya getirerek birliği, beraberliği bize öğrettiler... 

Videoyu izleyin, şarkıları dinleyin ama aralarda ki Yılmaz Özfırat'ın anlatımlarını da can kulağıyla dinleyin.. Bu konser bir önceki konsermiş Youtube'den buldum. Ama aşağı yukarı aynı idi.. Tek farkı Aya İrini kilisesinin muhteşem ihtişamının altında yapılıyor olmasıydı.. Yolları açık olsun. Nobel Barış Ödülüne aday imişler, tebrik ediyorum onları..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için çok teşekkür ederim.