|
Seyahat etmeyi seven, seyahati gençlerde eğitimin, yaşlılarda ise görgünün bir parçası sayan,anne,baba ve 2 çocuktan oluşan gezi maceralarını yazmayı, ancak emekli olduktan sonra akıl eden, gezdiği yerlerin eğrisini, doğrusunu, ucuzunu, pahalısı yani en doğrusunu gezi sayfasında.. hayata dair de hissettiklerini, yaşadıklarını da bu sayfada kaleme alan emekli, gezgin bir anneyim.
27 Haziran 2016 Pazartesi
SON ZAMANLARDA OKUDUĞUM EN GÜZEL ŞİİR
9 Haziran 2016 Perşembe
YAŞLANMAK MI???? O NE DEMEK!!!!!
Bu sözleri okurken, yılların ne çabuk geçtiğini düşündüm.
Şimdi yaşlı olduğunu düşündüğümüz, anne ve babalarımızın statüsüne, neredeyse yavaş yavaş yaklaşıyoruz.
Yaşlılık; hele şerefli bir ömür sürenlerin yaşlılığı, insana bütün gençlik zevklerinden daha değerli sayılacak derecede büyük bir itibarmış meğer.
Geçen gün; İstanbul’a 4 saatlik mesafede bir yere tatile gitmiştik.
Oğlumla sohbet ederken, eski yaşamışlıklarımızdan söz açıldı.
Oğlum; aynı bir roman dinler gibi anlattığım konunun onu mutlu ettiğini söyledi. Ben de coştukça coştum. Anlattıkça anlattım. Bir baktım, 4 saatlik yol bitmiş. İstanbul’a gelmişiz.
Yine, birgün; oğlumla otururken, eski yıllarda okullarda şiir okumanın, milli günlerin daha anlamlı kutlandığına dair konularla ilgili konuşuyorduk. Küçükken, okuduğum şiir anılarımı anlatmaya başladım.
Sonra farkına vardım. İşte ben artık yaşlanmıştım. Çocuğuma her konuda anlatacak ne çok anım vardı...
Annem ve babam yaşlandı artık derken bende çocuğumun gözünde bol anılı bir yaşlı olmuştum.
Bir söz vardır.. "Yaşlılar ansiklopedi gibidir. Tam okunacak zamanda onları alır, rafa koyarsınız. Aklınıza geldiğinde ara sıra arar, karıştırırsınız."
Yoksa; benim de çocuklarım artık, beni rafta ara sıra bakılan kitaplardan mı sayacaklar.. Ayyy olamaz, artık kitaplara da bakılmıyor.. İnternet çıktı, internetten tırrt bilgi alınıveriyor. Hiç şansımız kalmadı mı yoksa ...
Yok yok silkineyim. Gencim ben canım. Benim fikirlerim de önemli, dediğim bir vakitte... Oğlumun “Aman anneee” diye başlayan yorumları..
Artık fikirlerimin de eskisi gibi kaale alınmadığının bir göstergesi miydi yoksa...
Eyvahhh diyerek silkindim... Ne oluyordu bana...
Hayır canım ben kendimle barışığım. Yaşımla barışığım. O zaman yaşlı değilim.
İçinizdeki, yaşama zevki bittiği an..... siz zaten yaşlanmışsınızdır. Bu kaç yaşında olursanız olun değişmez diye avutuyordum ki kendimi.. Peki dedim, ama neden belli bir yaştan sonra insanlar yaşlarını saklamaya başlıyor o zaman.
Canım insan neden yaşını saklar ki?
Zira yaşlılık maalesef bir suç, bir ayıp gibi değerlendiriliyor da ondan.
Öyle bir yere konuyor ki yaşlılar... Oraya ne kadar geç ulaşılırsa kardır.
80'ine geldiniz mi. Aman keşke bizde o kadar yaşasak daha ne isteriz diye sizi kesiveriyorlar...Oysa.. Oysa siz, yaşamışlıklarınızı söylemek istiyordunuz.
Olmaz yeter artık! Çok konuştun. Yaşlı huysuz ihtiyar oluveriyorsunuz..
İnsanlar birbirine hakaret etmek istediklerinde ‘‘anam/babam yaşında’’ diyorlar.
‘‘Ben yaşımla gurur duyuyorum, üstelik gençliğim tek silahım olmadı hiçbir zaman’’ falan deyin istediğiniz kadar... Laga luga.
Yani; istediğiniz kadar kendinizden emin, başınız dik dolaşın durun, onlar sizi öyle bir harcarlar ki gıyabınızda...
Görüntünüzle iş yapmanız da şart değil. Üniversitede hoca olun isterseniz... Gazeteci olun, mühendis olun... Hiç fark etmez. Allamei cihan da olabilirsiniz. 40'ı geçmişseniz ‘‘ayıp’’ınız var demektir.
Hadi işi gücü bırakalım bir tarafa... Orada burada, sohbetlerde eş dost durur durur yaşınızı sorar. Hınzırca... Sonradan dedikodunuzu yapmak üzere...
‘‘Biliyor musun 45 yaşındaymış!’’
‘‘Aaa! Ne ayıp!’’ demez karşıdaki ama demeye getirir.
Hepimiz yaptık zamanında... Yani 40'ı geçtiyseniz işiniz bitiktir bu memlekette.
Onun için geçmemeye çalışın. Baktınız artık imkansız hale geldi,yavaş yavaş ilerleyin. Üç yılda bir yıl mesela... Düşmanlarınız çatlasın!
Ayol, sorarım size... Ataları bile ‘‘40'ından sonra azanı teneşir paklar’’ diyen bir toplumun, 40'ını geçmiş fakat gönlü kıpır kıpır evladı, 38'de takılıp kalmaz da ne yapar?
Hele gençlerin coşkulu sorularıma tek kelimelik cevaplar vermeleri yaşımdan önce yaşlandıracak beni...
Boşverin yaşı maşı, ne varsa neşeli insanlarda var...
Bence YAŞLILIK; ne saçın ağarması, ne de belin bükülmesidir, gayesi biten, ümidi sönen herkes YAŞLIDIR..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)